Stres kalp sağlığını nasıl etkiliyor? Kalp sağlığını korumak için yaşam tarzı değişiklikleri şart!

Kalp sağlığının, modern yaşamın getirdiği hareketsizlik, dengesiz beslenme ve yoğun stres gibi faktörlerden en çok etkilenen alanlardan biri haline geldiğini söyleyen Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi’nden Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan, “Özellikle sigara, yüksek kolesterol, obezite, şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gibi kontrol edilebilir risk faktörleri var. Yaşam tarzı değişiklikleri, kalp damar hastalıklarını önlemede ve tedavide olmazsa olmazdır. Sigarayı bırakmak, ideal kiloya ulaşmak, düzenli egzersiz yapmak ve trans yağlardan uzak durmak, kalp krizini büyük oranda önlemenin en temel adımları arasında yer alıyor. Özellikle haftada en az iki kez balık tüketimiyle alınan Omega-3 yağ asitleri ile düzenli ve dengeli bir diyet programı, hem kalp sağlığını koruyor hem de genel sağlık kalitesini artırıyor. Kızartma yağının tekrar tekrar kullanılmaması gibi basit ama etkili önlemlerle kalp sağlığını korumak mümkün” dedi.

“GENETİK DIŞINDA HER ŞEYİ DEĞİŞTİREBİLMEK MÜMKÜN”

Aile öyküsü dışında her şeyi değiştirerek kalp sağlığının korunabileceğini dile getiren Prof. Dr. Okuyan, “Kalp sağlığını korumak için aslında ilaç dışı yaşam tarzı değişiklikleri çok önemli. Biz, kalp krizi riskini ve kalp damar sistemi hastalığı riskini önlemek adına ilk yapılması gereken şeyin her zaman yaşam tarzı değişikliğinde yattığını savunan bir hekim grubuyuz. Kalp krizleri ve kalp damar hastalıkları için iyi bilinen risk faktörleri var. Bunların en başında sigara, yüksek kolesterol, obezite, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, aile öyküsü ve stres geliyor. Şimdi bunların içinde, aile öyküsü dışında olanların hepsini aslında değiştirebilmek mümkün. Aile öykünüzü, genetik altyapınızı değiştiremiyorsunuz. Yani kaç yaşında olduğunuzu ya da hangi anne babadan, nasıl bir genetik kodlamayla doğduğunuzu değiştiremezsiniz. Ama sigarayı bırakabilirsiniz. Çok stresliyseniz stresten uzak durmanın yollarını arayabilirsiniz. Kiloluysanız kilo verebilirsiniz. Hareketsiz bir yaşamınız varsa egzersize başlayabilirsiniz. Dolayısıyla şekerinizi, tansiyonunuzu kontrol altına alır; tuz tüketiminizi azaltırsınız” diye konuştu.

“KALP DAMAR HASTALIKLARINDAN ÖNEMLİ ÖLÇÜDE KURTULABİLİRSİNİZ”

İlaç dışı yaşam tarzı değişiklerinin kalp damar sistemi hastalıklarını önlemede olmazsa olmaz olduğunu söyleyen Prof. Dr. Okuyan, “Düşünün, normal kilonuzdan 20 kilo fazlanız var ve birtakım sağlık sorunlarınız başlamış durumda. Bu kiloyu verdiğinizde, düzenli bir diyete başladığınızda ve düzenli egzersiz yaptığınızda bu sağlık sorunlarının önemli ölçüde ortadan kalktığını göreceksiniz. Dolayısıyla ilaç dışı yaşam tarzı değişiklikleri, kalp damar sistemi hastalıklarını önlemede, korunmada ve hatta tedavide olmazsa olmazdır. Bunların en başında düzenli egzersiz, dengeli bir diyet, kilo kontrolü, tuzdan kaçınma, işlenmiş gıdalardan ve hazır gıdalardan uzak durma; trans yağ ve doymuş yağ içeriği yüksek olan fast food tarzı gıdalardan kaçınma, bol taze sebze-meyve ve lifli gıda tüketimi gelir. Aslında bunları yaşam tarzımızın bir parçası haline getirirsek, kalp damar sistemi hastalıkları kolay kolay bize uğramaz” ifadelerini kullandı.

“KIZARTMA YAPACAKSANIZ, YAĞI İKİNCİ KEZ KULLANMAYIN”

Haftada en az iki kez balık yenmesini tavsiye eden Prof. Dr. Okuyan, “Lifli yiyeceklerin, besinlerin çoğu faydalıdır. Avokado da bunlardan biridir; yağ dengesi çok iyi, lif dengesi çok iyidir. Baklagillerden tutun da her türlü taze, yeşil yapraklı sebzeye kadar hepsi kalp sağlığı için çok faydalıdır. Omega-3 de önemlidir. Omega-3 ile ilgili çelişkili sonuçlar var ama Omega-3’ün hiçbir zararı yoktur. Etkin dozda ve doğal yollarla alındığında oldukça faydalıdır. Bu nedenle biz de beslenme sırasında haftada en az iki kez balık tüketilmesini şiddetle öneriyoruz. Çünkü balık, içerdiği Omega-3, dengeli yağ dağılımları ve iyi bir protein kaynağı olması nedeniyle kalp için gerçekten güçlü bir besindir. Kızartmada kullanılan yağ elbette önemlidir. Mümkünse ızgara veya buğulama yöntemlerini tavsiye ediyoruz. Yağla ilgili en büyük sıkıntı ise şuradan kaynaklanıyor: Yağı alıp kızartmada kullandıktan sonra saklayıp ikinci kez farklı bir kızartmada kullanırsanız, o yağ tamamen trans yağa dönüşüyor ve çok oksitlenmiş, toksik bir hal alıyor. Bu nedenle kızartma yapacaksanız, sağlıklı bir yağ kullanın ve yalnızca bir kez kullanın. Çünkü o yağ yüksek ısılarda tekrar tekrar kullanıldığında trans yağa dönüşüyor ve bu da oldukça zararlıdır” diye konuştu.

Related Posts

TikTok’un migren tavsiyesi kola ve patates kızartması işe yarıyor mu?

TikTok’un migren tavsiyesi kola ve patates kızartması işe yarıyor mu?

ABB’den “içme suyu salgını” iddialarına açıklama: Herhangi olumsuz bir durum tespit edilmemiştir

ABB’den “içme suyu salgını” iddialarına açıklama: Herhangi olumsuz bir durum tespit edilmemiştir

Uzmanlar sağlıklı kişilerin estetik amaçlı bilinçsizce kullanımına karşı uyardı: Reçetesiz zayıflama iğneleri tehlike saçıyor

Diyabetle mücadele ve diyete dirençli obezite tedavisinde kullanılmak üzere reçete edilmesi gereken ve halk arasında zayıflama iğnesi olarak bilinen diyabet iğnelerinin kontrolsüz kullanımı büyük bir sağlık riski oluşturuyor. Uzman diyetisyen Özge Bayraktar, zayıflama iğnelerinin olumsuz etkilerini Cumhuriyet’e anlattı.

Türk kahvesi içen herkes bu hataya düşüyor!

Türk kahvesi, sadece bir içecek değil; sohbetlerin, misafirperverliğin ve geleneklerin ta kendisi. Ancak uzmanlar, pek çok kişinin bu keyifli alışkanlık sırasında farkında olmadan büyük bir hataya düştüğünü belirtiyor. Üstelik bu hata, uzun vadede sağlığınızı olumsuz etkileyebilir!

Uzmanlardan kritik kene uyarısı: Elinizle ezmeyin!

Erciyes Üniversitesi’nden(ERÜ) Prof. Dr. Orhan Yıldız, “En büyük hatalardan biri, insanlar keneyi kendi çıkarıp tırnakları ile ezmeye çalışıyor. Bu yüzde 100 bulaş anlamına gelir. Bu nedenle bu tür uygulamalardan kaçınmak gerekir” dedi.

Kesi ve yara izi yok! Tümörleri buharlaştıran mucize tedavi: Ablasyon

Son yıllarda kanser tedavilerinde yaşanan gelişmelerle özellikle girişimsel onkoloji kavramı ön plana çıkmaya başladı. Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Murat Dökdök, tümörleri ısıyla eriterek adeta buharlaştıran ablasyon tekniği hakkında önemli bilgiler verdi.